14 Şubat

140

Fuzuli’ye sormuşlar: “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” Sevmek demiş. Çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın!”

İmparator 2. Claudius, Roma’yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Aziz Valentine de Claudius’un hükümdarlığı zamanında Roma’da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius’un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat’ı Hıristiyan şehitliğine gömülmüş…..Özgeçmiş buradan geliyor……

Bu şenlik aradan yıllar geçtikten sonra, Aziz Valantina yı onurlandırmak için 14 Şubat sevgililer günü olarak kutlanmaya başlanmış.
Adı konmuş o kadar gün var ki:
Anneler Günü
Babalar Günü
Sevgiler Günü
Dünya Barış Günü
Sevgi Günü
Polis Günü
Daha adını saymadığım birçok gün var. Elbet olsun da bunu tüketim çılgınlığına döndürmek, kapitalist düzeneğin oyunlarından biri…
Ne anne, ne baba, ne sevgi, ne barış bir güne sığmayacak kadar büyüktür…
Hem sevgili ne demek? Günümüzde sevgili bu gün var, yarın yok gibi. Kim neye göre sevgili, kim neye göre arkadaş karıştı.

Eskiden yar vardı, yaren vardı. Bir gülümseme, bir demet çiçek, bir güzel söz, bir tutam saç yeterdi.
Şimdi bir bakıyoruz tek taş çılgınlığı, ille de taş, ille de tek taş, beştaş.
Reklamlar ona keza, hangi gün gündemdeyse onun reklamı var sayfa sayfa.
Filancanın sevgilisi, filancanın eşi filan almış. Hay almaz olsaymış, ne olmuş ki almışsa. Herkes kendi cüzdanına göre alsın.
Kredi kartları ağzına kadar borçla dolu. Ayağını yorganına göre uzatan yok. İnsanlar doyumsuz. Hep daha pahalısı, hep daha iyisi, hep en son modeli hem de her şeyin.
14 Şubat’a gündemi kilitlemeyin.İlle de ben de kutlayacağım diyorsanız…Neşet Ertaş’ın dediği gibi ”kurban olurum sana ” diye yazdığınız küçük bir notu, aldığınız bir gül ya da bir papatya demetinin kıyısına iliştiriniz.
Adı konmuş tüm günler adına,cebinizden değil,yüreğinizden veriniz…
Fuzuli’ye sormuşlar: “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi? Sevmek demiş. Çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın!”

Sevin, yeter ki sevmeyi bilin.
Belki sevildiğinizden emin olmayabilirsiniz ama, ille de sevmeyi ve söylemeyi bilin.
Ne 14 Şubatın buna katkısı olur, ne aldığınız pahalı hediyelerin.
Tüm samimiyetinizle söylediğiniz iki kelime yeter de artar bile.

Sözün kıymetini “lâl” olandan,
Ekmeğin kıymetini “aç” olandan,
Aşk’ın kıymetini “hiç” olandan öğren.

Hz. Şems