Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlık sorunları 1937
yılından itibaren sıklaşmaya başladı. Ölüm
yılı olan 1938'in ilk zamanlarında Mustafa Kemal Atatürk'e siroz hastalığı teşhisi konuldu. Türk doktorların yanı sıra Avrupa'da
da alanında uzman doktorlar getirildi ve Mustafa Kemal Atatürk'e tedavi uygulanmaya başlandı.
Mustafa Kemal Atatürk,
1 Kasım 1938 tarihinde, TBMM'nin açılışına hastalığı sebebiyle katılamadı.
Fakat uygulanan tedavilere ne yazık ki cevap veremeyen
Mustafa Kemal Atatürk, 10
Kasım 1938 Perşembe günü sabahı saat 09:05'te
İstanbul'un Beşiktaş ilçesi sınırlarında yer alan Dolmabahçe Sarayı'nda son
nefesini vererek hayata gözlerini yumdu.
10 Kasım 1938 Mustafa Kemal Atatürkün
ölümü
16 Kasım 1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ün
tabutu, Türk bayrağı
ile örtülmüş bir katafalk üzerine
konuldu ve Dolmabahçe Sarayı'ndaki büyük tören salonuna
yerleştirildi. Mustafa Kemal Atatürk'ü son kez görmek isteyen
herkes Dolmabahçe Sarayı'na geldi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün cenazesi 20 Kasım 1938
tarihinde çok büyük bir tören, acı ve hüzünle başkent Ankara'ya gönderildi.
Törende halkın ve önemli Türk
isimlerin yanı sıra dünyanın dört
bir yanından gelen birçok yabancı askeri birlik de bulunuyordu.
10 Kasım 1938 Mustafa Kemal Atatürkün
ölümü
Anıtkabir neden yapılmıştır? Anıtkabir ne zaman yapılmıştır?
Türkiye
Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'da yer alan Anıtkabir, Mustafa Kemal Atatürk'ün anıt mezarıdır. 10 Kasım 1953 günü
Mustafa Kemal Atatürk'ün cenazesi kendisi için
yaptırılan Anıtkabir'e taşınmıştır ve ebedi olarak toprağa verilmiştir.
Anıtkabir'in yapımına 9 Ekim 1944 tarihinde başlanmış, 1 Eylül 1953 yılında yapımı
tamamlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk
vasiyetindeki varlığını kime bırakmıştır?
Mustafa Kemal Atatürk,
tüm mal varlığını Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'na
bağışlamıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün son arzusu nedir?
10 Kasım 1938 Mustafa Kemal Atatürkün
ölümü
Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün ardından söylenen sözler
Türkiye
tarihi bugün her
zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır.
Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları
aşan dostluk bu gelişmenin temel öğelerinden biridir.
Charles De GAULLE - Fransa
O Türkiye'nin önceki
kuşaklarından hiç birine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sagladı. Başarıları Türkiye'nin Avrupa devleti
olmasını sağladı yakın doğunun tarihini değiştirdi.
Times Gazetesi - Birleşik Krallık
Bu günün Türkleri yüzyıllar
önce Avrupa’yı
titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük
ölünün başında bekleyen Türkiye güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.
Pierre Dominique (Fransiz Gazeteci)
Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri
halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.
Albert LEBRUN - Fransız Cumhurbaskanı
İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini
hemen gösteriyor.
Noelle Gazetesi - Fransa
Çok büyük bir adamdı... bir siyasi
dahiydi.
Fransiz Excelsior Gazetesi
Dünyanın çağdaş
en büyük kişilerinden biri.
Le Jour-Echo de Paris
Atatürk'un yurt
kurtarıcı olduğunu milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.
Noell Roger Gazetesi - Fransa
Yeni Türk Devleti
ile Ankara Andlaşması'nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu dağ
başındaki haydutlarla Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız
Başbakanının Mecliste verdiği cevap:
"Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman
Mustafa Kemal ve O'nun tüm
askerleri burada olsalardıteker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine
kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.
Fransız Basbakanı BRIAND (1921)
Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini
göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini
anlatıyordu. Birdenbire durdu: "Görüyorsunuz
ya" dedi. "Birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden
sonra bile her akşam savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum."
Cesaret ve zekasından başka yüreği
bu kadar yüce olan böyle
bir şef'in yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?...
George BENNES - Vu Gazetesi- Fransa (1938)
O büyük insan yalnız Türkiye için değil bütün doğu milletleri için de en büyük
önderdi.
Emanullah HAN - Afgan Kralı
Mustafa Kemal yeni Türkiye'nin
kalbidir. Eski yıpranmış bir toplumdan yep yeni güçlü
bir millet yaratmış essiz kişiliğiyle kendini herkese saydırmış enerjisiyle
herkesi kendine inandırmıştır.
Ma Shao-Cheng (Çinli Yazar)
Atatürk yalnız
Türk Milleti'nin değil özgürlüğü
uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi.
O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze
kavuştuk.
Bayan Sucheta KRIPALANI - Hint Parlamento Heyeti Başkanı
Mustafa Kemal Atatürk'ün En Çok Sevdiği Şarkılar
Yanık Ömer
Yanık Ömer, her savaştan bir yara taşıyor.
Yanık Ömer, yiğit Ömer övünmeden
yaşıyor.
Kurtuluş savaşında yirmi sekiz yaşında,
Mangasının başında, taşıyor.
Yanık Ömer, yiğit Ömer siperleri aşıyor.
Savaş biter, Yanık Ömer köye döner;
Köylü bütün bayram eder.
Yanık Ömer kutlanır,
Nişanlısı mutlulanır.
Hey, Yanık Ömer attan iner,
Pembegül'e bağlar
kemer,
Köylülere gider
haber;
Düğüne, düğüne...
Eline kına yakar, başına teller takar,
Belinde altın kemer, öyle alana çıkar.
Pembegül allanır,
pullanır.
Yanık ömer'in köyüne
düğün alayı yollanır.
***
Kırmızı Gülün Alı Var
Kırmızı gülün alı var (aman aman)
Her gün ağlasam
da yeri var
Bugün benim
efkarım var (aman aman)
Ah bu gönül
arzuler seni seni yar seni
Kırmızı gülü budarlar (aman aman)
Altına meclis kurarlar
Güzeli
candan severler (aman aman)
Ah bu gönül
arzuler seni seni yar seni
Kırmızı gülün pürçeği (aman aman)
Yar önünde oynar
köçeği
Neyleyim yarsız döşeği (aman aman)
Ah bu gönül
arzuler seni seni yar seni
***
Zobalarında Guru Da Meşe Yanıyor
Zobalarında Guru Da Meşe Yanıyor (Efem)
Yanıyor Da Memet Efem De Üşümüş De Donuyor
Boncuklu Da Gelin Ortalıkta Dönüyor Da Dönüyor
Aslanım Da Efeler Vay Vay
Gar Mı Yağıp Dayareng6me'nın Dağına
Memet Ağam Da Oturu Da Vermiş Efelerin De Sağına
Çıkam Haden Der Şu Dağların Başına Da Başına
Aslanım Da Efeler Vay Vay
***
Çökertme
Çökertmeden çıktımda Halilim
Aman başım selamet
Çökertmeden çıktımda Halilim
Aman başım selamet
Bitez de yalısına varmadan Halilim
Aman koptu kıyamet
Bitez de yalısına varmadan Halilim
Aman koptu kıyamet
Arkadaşım İbrahim çavuş
Allah'ına emanet
Arkadaşım İbrahim çavuş
Allah'ına emanet
Burası da aspat değil Halilim
Aman bitez yalısı
Ciğerime ateş saldı aman
Kurşun yarası
Gidelim gidelim Halilim
Çökertmeye varalım
Gidelim gidelim Halilim
Çökertmeye varalım
Kolcular gelirse Halilim
Nerelere kaçalım
Kolcular gelirse Halilim
Nerelere kaçalım
Teslim olmayalım Halilim
Aman kurşun saçalım
***
Ata Barı
Bahçası Var Bağı Var
Ayvası Var Narı Var
Atamızdan Yadigâr
Bizde Atabarı Var
Uzun Uzun Kamışlar
Ucuni Budamışlar
Benim Ela Gözlümü
Askera Yollamışlar
Ben Bir Uzun Kamışım
Yoluna Dikilmişim
İster Al İster Alma
Arnuva Yazılmışım
Buray Baba Evidur
Tahtaları Kevidur
Çalın Vurun Oynayın
Burası Düğün Yeridur
Atabaridur Bari
Bahçada Gördüm
Yarı
Sesledim Ses Vermadi
Ağladı Zarı Zarı
***
Sarı Zeybek
Sarı zeybek aman şu dağlara yaslanır aman
Yağmur yağar silahları efem ıslanır
Bir gün olur
aman deli gönül uslanır
aman
Eyvah olsun tellide doru efem şanına
Eğil bir bak mor cepkenin efem kanına
Karşı dağı aman duman duman bürüdü aman
Üçyüz atlı beş
yüz yaya efem yürüdü
Sarı zeybek aman şu cihanda biridi aman
Eyvah olsun tellide doru efem şanına
Eğil bir bak mor cepkenin efem kanına
***
Yemen Türküsü
Havada Bulut Yok Bu Ne Dumandır
Mehlede Ölüm
Yok Bu Ne Şivandır
Şu Yemen Elleri Ne De Yamandır
Ano Yemen'dir Gülü Çemendir
Giden Gelmiyor Acep Nedendir
Şu Dağın Ardında Redif Sesi Var
Varın Bakın Çantasında Nesi Var
Bir Çift Pabuç İle Bir De Fesi Var
Burası Muş'tur Yolu Yokuştur
Giden Gelmiyor Acep Ne İştir
Kışlanın Önünde
Çalınır Sazlar
Ayağım Yalınayak Yüreğim
Sızlar
Yemen'e Gidene Ağlıyor Kızlar
Burası Muş'tur Yolu Yokuştur
Giden Gelmiyor Acep Ne İştir
Mustafa Kemal Atatürk'ün yazdığı şiirler:
Bir Askerin Mezarına
Şurada, kabrin üzerinde
konulmuş bir,
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken,
kelleler uçuşurken...
Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt
İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir
Asker yatıyor...
Onun hâbı istirahate çekildiği şu
Makberin üzerine
rüfekası eşki teessür döktüler.
Kadınlar dümü rizi mâtem oldular.
İhtiyarlar
Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.
Şu söğüt ağacının
nim setreylediği senin
Mezarın üzerine
bir zırh başlık ile kılıç hak,
Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin
Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan
Ona nâilini intizar olmuş!...
Mustafa Kemal •
Harbiye talebesi iken yazmıştır.
Hakikat Nerede? (Oğuzoğulları)
Gafil, hangi üç
asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk
diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler,
örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp,
doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz, Batıdan yine biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece
bir milletin adı değil,
Türk, bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Dünya o
zaman görecek hakikat nerede,
Hakikat nerede?
Mustafa Kemal
Atatürk bu şiiri
1932 yılında İsmail Habib Sevük'e
dikte ettirmiştir.
Beşike Hâdisesi İçin
Çıkıyor gönüllere
istimdadı
Sâmiamda vatanın feryâdı
Çıkıyor gönüllere
istimdadı
Yaralı bir ananın evlâdı
Etmesin mi anaya imdadı?
Rumeli can veriyor yok mu ilaç.
Edelim sıhhatini istimzaç;
Etmeyelim kimseyi izaç?
Zırhlılar her yeri tehidt ediyor,
Makedonya bunu tes'it ediyor.
İnkırazı bize teyit ediyor.
Yemenin purişi malumu cihan
Ne için eyledi millet isyân?
Zulme ister mi bu yoldan burhan
Turuşkalar bile aldı meydan
Hani kânun-u adaâlet nerede?
Mülk-ü millette himâye saadet
nerede?
Haricen mülk-ü himaye nerede?
Bizde evvelki şecaat nerede?
Gelse Ertuğrul şöhret-i pervas
Eder elbette tahayyür
ibraz
Vatanın feyzine kâdir olamaz
Yeniden fethine verseydi cevâz...
Yıldırım görse şu ahvâlimizi
Ateş kahrı yakar hâlimizi,
Af eder mi bizim efâlimizi,
Mahveder cumle-i emsâlimizi,
Ey büyük Fâtih'i İstanbul'un...
Bu revş olmadı mı makbulün
Sây ile toplanılan mahsulün
Berhava oldu fakat meçhulün...
Yazık oldu Vatana âh yazık...
Her ağızdan çıkıyor: Eyvâh yazık!..
Acısın bizlere, âh yazık!
Mustafa Kemal •
Sinop 25 Kânunu Evvel 321 (1905)
Kasidei İstipdat Yahut Kırmızı İzler
Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus,
Zulmetler içinde mütereddit,
mütelâşi,
Daim mütefekkir
görünen, kendine mahsus
Efkârı sakimane ile âleme karşı
Ateş saçarak etmede her gün
bizi tehdit,
Âmali harisanesini eyledi tezyit...
Gördükçe bu
mazlumlarını, sinesi mağrur,
Tırnaklarını aileler kalbine saplar;
Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar,
Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur...
Birçoklarımız mahpes-ü
menfada süründük.
Ey gazii mecruhu vega dideye döndük.
Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail,
Ey enmilei sürbu
cinayata delâil
Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr,
Ey katili şübbanı
vatan, katili ahrar,
Ey varlığı bir millet için bâdii zillet.
Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet,
Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur,
Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur.
Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler..
Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler...
Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken
Âtimizi dendanı harisin kemirirken
Bir gün Rumeli
dağları envara boyandı;
Hürriyetin
enfası ile herkes uyandı.
Mustafa Kemal •
Şanlı Ordu Gazetesi : 24 Kasım 1908
(Alıntı: Milliyet Gazetesi,Mehmet Can Kömürcü)
KAO'dan haberdar olmak için epostanızı bırakın.